Bir Elin Sesi: Koan’ın Sessizliğine Girerken

Koan’ın Bilmemeye Daveti
Bir elin sesi. Bu ifadeyi duyarsınız ve içinizde bir şey öne doğru eğilir—bir hikâye, anlam, eski ruhani fabllardaki gibi nazik bir metafor umut ederek. Ama koan durur, açık ve boş.
Bir öğretmen avucunu uzatır. Öğrenci gökten bilgelik düşmesini bekler, ama ders yerine zihinde sadece düşüncelerin hışırtısı vardır. Bu bir bilmece ya da soru değildir. Sadece cevapların sessizleştiği bir alan.
Kadim ustalar her zaman açıklamazdı ve bu hikâyeler nehir taşları gibi kalır—aşınmış, yeniden şekillenmiş. Bu etkileşimlerde daha derin bir rezonans hissedenler için, Zen koanlarının anlamı kelimelerin altında başka bir sessizlik katmanı sunabilir.
Hikâyesiz Hikâyeler
Pek çok ruhani gelenekte fabllar sunulur: içgörü kazanan hayvanlar, aniden farkına varan bilge deliler, soru ve cevabın dansına karışan öğrenci ve öğretmen. Hikâyeler işaret eder ama asla tam olarak varamaz. Bilgelik, bilmecelerle örülmüş bir sepette taşınır.
- Bir keşiş aydınlanmayı sorar. Öğretmen tozun üzerinde bir daire çizer.
- Nehir akar, taşlar güneş altında ılık kalır.
- Dinlersiniz—cevaplar için değil, sessizliğin göğsünüzde nasıl değiştiği için.
Bir metafor sessiz bir kapı açabildiği gibi, bilgelik de öğretmen ve öğrencinin sadece kelimeleri değil, isimlendirilemeyeni de paylaştığı geleneklerde akar. Daha fazlasını arayanlar için, ruhani öğretmenlerden bilgelik bazen cümlelerin arasındaki sessizlikte yankılanır.
Bir Eldeki Yankı Nedir?
Zen koanları anlamını paradoksun tülünün ardından saklar. Bir elin alkışı sıradan bir ses değildir. O, ses ortaya çıkmadan önceki andır—beklenti, boşluk, geniş ve tüm odayı kapsayan alan.
Eski bir öğretmenin gülümsediğini, soruyu size geri çevirdiğini hatırlayabilirsiniz. Şu anda kalbinizin sesi nedir? Kendi nefesinizin eşliğinde yalnız oturmanın durgunluğunun anlamı nedir? Her koan, her fabl gibi sizi bilmemeye karşı basit direnişe geri döndürür.
- Bir cevaptan önceki sessizlik.
- Bilge olmak istemenin titreşimi.
- Sorunun kendisinin tanıdık acısı.
Eğer bir elin sesi kalırsa, bırakın kalsın. Anlamı, kör adamlar ve fil hikâyesinde olduğu gibi, aynı gerçeğe uzanan birçok el haline getiren hikâyeler vardır. Bir kör adamlar ve fil hikâyesi nezdinde sessizliğin kendi biçimi olduğunu fark edebilirsiniz.
Şimdi durun. Koanın içinizde dinlenmesine izin verin, taş kadar ağır, nefes kadar hafif. Cevap gerekli değil; hikâye kelimelerin ötesine geçti.